Browsing "Genel Bilgi"
Oca 5, 2012 - Genel Bilgi    Yorum yok

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ: İNSAN HAKLARI KANUNUNUN TEMELİ

İnsan Haklari Evrensel Bildirgesi (İHEB)’nin, insan hakları yasalarının temelini oluşturduğu genel kabul gören bir görüştür. 60 yıl önce kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi çok sayıda yasal bağlayıcılığı olan uluslararası insan hakları anlaşmasına ve insan haklarının dünya çapında gelişmesine ilham kaynağı olmuştur. Bildirge, bir yandan baskı altında yaşayan toplumların karşılaştığı adaletsizliklere dikkat çekmekte bir yandan da insan haklarından herkesin yararlanmasını sağlama hayalimizi gerçekleştirmeye yönelik çabalarımızda bize ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.

Bildirge, herkesin temel hak ve özgürlüklere sahip olarak eşit doğduğunun evrensel beyanıdır. Uluslararası topluluk, 10 Aralık 1948 tarihinde İnsan Haklari Evrensel Bildirgesini kabul ederek milliyetimiz, yaşadığımız yer, cinsiyetimiz, ulusal ya da etnik kökenimiz, rengimiz, dinimiz, dilimiz, ya da diğer statülerimiz ne olursa olsun hepimiz için insanlık onurunu koruma ve herkes için adaleti sağlama taahhütünde bulunmuştur.

Ortak Geleceğimizin Kurulması

Yıllar içinde bu taahhüt insan haklarının açıklandığı ve teminat altına alındığı anlaşmalar, uluslararası örf ve adet hukuku, genel ilkeler, bölgesel anlaşmalar, iç hukuk vasıtasıyla yasaya dönüştü. Aslında, İHEB; insan haklarının teşvik edilmesi ve korunmasına yönelik kapsamlı bir yasal bağlayıcı sistemi oluşturan 80’in üzerinde uluslararası insan hakları anlaşması ve bildirisinin, birçok bölgesel insan hakları sözleşmesinin, ülkelerin insan hakları kanunlarının ve anayasal hükümlerin esin kaynağı olmuştur.

İHEB’in sağladığı başarı Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar ve Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmelerinin 1976 yılında yürürlüğe girmesinde önemli rol oynadı. İkiz sözleşmeler olarak da bilinen bu iki sözleşme İHEB’de ifade edilen hakları sözleşmelere taraf Devletler için bağlayıcı kıldı. Yaşama hakkı, kanun önünde eşitlik, ifade özgürlüğü, çalışma hakkı, sosyal güvenlik ve eğitim gibi günlük hakları bir kez daha vurguladı. Bu ikiz sözleşmeler İHEB ile birlikte Uluslararası İnsan Hakları Hukukunu oluşturmaktadır.

Zaman içinde, uluslararası insan hakları anlaşmaları hem dikkat çektikleri sorunlar konusunda hem de korunmaya ihtiyacı olan kitleler olarak tanımlanan sosyal gruplara daha fazla odaklandılar ve bunlar üzerinde uzmanlaştılar. Uluslararası insan hakları hukuku ırk ayrımcılığı, işkence, zorla kayıp edilme ile mücadele eder, engellilerin, kadınların, çocukların, göçmenlerin, azınlık gruplarının ve yerli halklarının haklarını savunur.

Evrensel Değerler

İlk olarak İHEB’de ifade edilen evrensellik, dayanışma, eşitlik ve ayrımcılık yapmama gibi temel insan hakları ilkeleri, çok sayıda uluslararası insan hakları sözleşmesi, bildirisi ve kararında yer aldı. Bugün, Birleşmiş Milletlere Üye Devletler, İHEB‘in evrenselliğine ve uluslararası insan haklarına somut bir nitelik kazandırarak dokuz temel uluslararası insan hakları anlaşmasından en az birini ve yüzde 80’i de dört ya da daha fazlasını onaylamış bulunuyor.

Uluslararası Hukuk, İnsan Haklarını Nasıl Korur?

Uluslararası insan hakları kanunu tüm Devletlerin uymak zorunda olduğu yükümlülükleri belirler. Devletler, uluslararası anlaşmalara taraf olarak, insan haklarına saygı duymak, korumak ve hayata geçirmek için uluslararası hukuk kapsamında görev ve sorumluluklar üstlenir. Saygı duyma yükümlülüğü; Devletlerin insan haklarının kullanılmasına müdahale etmemesi ve bu hakları kısıtlamaktan kaçınmasıdır. Koruma yükümlülüğü; Devlet, birey ve grupları insan hakları ihlallerine karşı korumalıdır. Yerine getirme yükümlülüğü; Devletler, insan haklarının kullanılmasını kolaylaştırılması için harekete geçmelidir.

Uluslararası insan hakları anlaşmalarını onaylayan Hükümetler, anlaşma yükümlülükleri ile uyumlu iç düzenlemeleri ve güncel mevzuatı yürürlüğe koymayı taahhüt etmiş olurlar. Bu nedenle, iç mevzuat sistemi, uluslararası hukuk ile teminat altına alınan temel yasal insan haklarının korunmasını sağlar. İnsan hakları ihlallerinin önlenmesinde iç yasal işlemler ve mevzuat yetersiz kaldığı takdirde bölgesel ve uluslararası düzeyde bireysel ve toplu şikayet sistem ve usullerine başvurulabilmektedir.